Yazar: Sergin

  • İMAN–ADALET ve İNSAN–MERHAMET birlikteliği

    Toplumsal birlik ve beraberlik ve huzur gereği bazında: Bir varlık alanı olarak iman kavramsal ve olgusal gerçeklik temelinde,ADALET kavramını tüm boyutları ve çeşitliliği ile içermek zorundadır; Bir varlık alanı olarak insan da kavramsal ve olgusal gerçeklik temelinde,MERHAMET kavramını tüm boyutları ve çeşitliliği ile içermek zorundadır. Yazının Devamı…

  • İnsan mahremlerine sahip olmakta zorlanmaya başladığını ilk algıladığı anda yaşlandığını da hissetmeye başlıyor.

    Evinizde size özel ve her göze açık tutmadığınız,sandık sepet, çekmece dolap, ne varsa..kendi eliniz kolunuzun kolayca ulaşamadığı ne varsa..açmak zorunda olduğunuz gerçeği ile ilk karşılaştığınızdayaşlılık durumu ile yüz yüze geldiniz demektir. Çok kısa bir süre sonra.. bedeniniz için de aynı duyguları yaşamaya başlarsınız. Yazının Devamı…

  • “Akıl Bulanması”

    Bundan 50 – 60 yıl önce bizim seyirlik, göz dolduran bir tane “kötü adam”ımız vardı.Yaşları yaşıma denk olanlar bilirler; adı Erol TAŞ olan tescilli “KÖTÜ ADAM”.Sonraları başkaları da olmuş olabilir ama.. hafızaya kayıtlı olan “kötü adam”: Erol TAŞ.Bu açıdan tarihi bir değeri de vardır. Farklı kalemlerden yapılan kötülüklerin yanında.. en etkili olanı da kadına yönelen…

  • Özetle.. cinselliği önceden yokumsayarak.. abartıyorduk;şimdilerde de abartarak saçmalıyoruz..

    2000 yılı, hiç olmazsa izleyen yıllar içinde..bizlerin yaşamda cinselliği başka bir biçemle öncelememiz bakımından milat olmayı başardı.. demek isterim.Milat sözcüğü çok önemlidir ya.. Eskiden “beyaz perdede” göstermelik tescilli ve de ünlü bir “kötü adam”ımız vardı;elbette bununla birlikte bir iki de “kötü kadın”ımız.. Ama su sıralar, 2000’li yılları / toplumu, film ve diziler üzerinden izliyorum;gördüğüm şeyler,…

  • “Genç bilseydi.. yaşlı yapabilseydi..”

    Aslında..“Genç bilseydi.. yaşlı yapabilseydi..” ifadesibizlere sokak bilgeliğinin doruk noktasını göstermektedir. Bilge insanların filozofça ifadeleri üzerinde insanlar genelde uzun uzun düşünmezler.Yaşanarak farkına varılan bu tür hâl durumlarının yine aynı doğallık içinde ifade edilmeleri de sıradanlık mertebesinde tutulur ve söylendiği gibi de onaylanır..Yani kısaca.. yaşanan gerçeklik budur ve de kabul edip boyun eğmekten öte yapılacak bir şey…

  • Derdimizin farkında mıyız..

    Günlük ters giden işlerden, sinir sistemimizi törpüleyen kaygılarımızdan, endişelerimizdensöz etmiyorum. Daha derinlerde, derunumuzda olanlardan söz etmekteyim.Bizleri içten içe ağır ağır etkilemeyi sürdüren,uzak yakın, soy ve kan birlikteliği içinde olduğumuz insanlara karşısevgi ve nefret duygularımızı etkileyebilen,tutum ve davranışlarımıza da yön veren,her bir hücremize kene gibi yapışarak bizimle Ortak Yaşam’a (Simbiyoz) geçen derdimizden söz ediyorum. Yazının Devamı…

  • Çocuklar ana-babalarını tanırlar mı.. HAYIR; tanımazlar.. Çünkü tanıyamazlar..

    “Ana-baba”yı tanıma, her ikisini de ayrı ayrı,insan kimliğinde dişi ve erkek varlıksal nitelikleri iletoplumsal alanda da bağlı olunan üretim ve inanç sistemlerine göre tanımlanmışkadın ve erkek kimliğine uyarlanmış toplumsal rolleri içindeyalın bireyler olarak görebilmeyi gerektirir. Yazının Devamı…

  • Çocuklar ve Yaşlılar

    Çocuklarla yaşlılar toplumsal yaşama katılım söz konusu olduğunda benzer şeyleri yaşarlar.İnsan yaşamının her iki uç dönemlerinde (çocukluk ve yaşlılık) yaşanır iken;toplumsal yaşamda “geçerli / egemen sözü” belirleme alanının dışında tutulurlar.Yapılan dönüşler en ziyadesinde“hak tanımlı gereksinimlerin belirlenmesi ve tanınması” kapsamında kalır. Bu çalışmalar sırasında bile.. asla toplumsal yaşama dâhil edilmezler.“Hakları” az ya da çok, olabildiğince.. koşullar…

  • Bütünsel ve Bütüncül Olamayan Bilim Kurumu

    Bilim hiçbir zaman herhangi bir konuyubütünsel (kapsayıcı) olarak ele alamaz, araştıramaz.Bunun ayırdında olduğu içinbütüncül (kesin/bağlayıcı) çıkarımlar yapamaz ve bütüncül hükümler veremez.Yani emredemez.. Bunun için de bir sonraki araştırma sonuçlarına kadar(yani bu ifadenin Türkçesi, konu üzerinde daha sağlam / kesin / bağlayıcı bilgi elde edilinceye kadar)“geçerli olan doğru bilgi” budur der.. Buraya kadar herhangi bir sorun…

  • “Söyle bakalım, ben seninle idim, sen kiminle idin?”

    “Ödev yapar gibi” kitaplarım için yazı yazarken.. biraz soluklanmak istediğimde..okunmaya değer ve insanı uzun uzun düşündüren yazılar yazabilen yazarlara döner onların gazete ve dergilerde yazdıkları yazıları tekrar okumaya başlarım.Onlar, Allah’a şükürler olsun, hayli fazlalar..Türkiye’nin insan potansiyeline, dolayısıyla gücüne böyle de bakmasını bilmek gerekiyor.Siyasiler ve nitelikleriyle, Türkiye’yi temsil güçleriyle.. her şey değiller.. Aşağıdaki alıntı, bu güçlü…