-
İnsan mahremlerine sahip olmakta zorlanmaya başladığını ilk algıladığı anda yaşlandığını da hissetmeye başlıyor.
Evinizde size özel ve her göze açık tutmadığınız,sandık sepet, çekmece dolap, ne varsa..kendi eliniz kolunuzun kolayca ulaşamadığı ne varsa..açmak zorunda olduğunuz gerçeği ile ilk karşılaştığınızdayaşlılık durumu ile yüz yüze geldiniz demektir. Çok kısa bir süre sonra.. bedeniniz için de aynı duyguları yaşamaya başlarsınız. Yazının Devamı…
-
Özetle.. cinselliği önceden yokumsayarak.. abartıyorduk;şimdilerde de abartarak saçmalıyoruz..
2000 yılı, hiç olmazsa izleyen yıllar içinde..bizlerin yaşamda cinselliği başka bir biçemle öncelememiz bakımından milat olmayı başardı.. demek isterim.Milat sözcüğü çok önemlidir ya.. Eskiden “beyaz perdede” göstermelik tescilli ve de ünlü bir “kötü adam”ımız vardı;elbette bununla birlikte bir iki de “kötü kadın”ımız.. Ama su sıralar, 2000’li yılları / toplumu, film ve diziler üzerinden izliyorum;gördüğüm şeyler,…
-
Derdimizin farkında mıyız..
Günlük ters giden işlerden, sinir sistemimizi törpüleyen kaygılarımızdan, endişelerimizdensöz etmiyorum. Daha derinlerde, derunumuzda olanlardan söz etmekteyim.Bizleri içten içe ağır ağır etkilemeyi sürdüren,uzak yakın, soy ve kan birlikteliği içinde olduğumuz insanlara karşısevgi ve nefret duygularımızı etkileyebilen,tutum ve davranışlarımıza da yön veren,her bir hücremize kene gibi yapışarak bizimle Ortak Yaşam’a (Simbiyoz) geçen derdimizden söz ediyorum. Yazının Devamı…
-
Çocuklar ana-babalarını tanırlar mı.. HAYIR; tanımazlar.. Çünkü tanıyamazlar..
“Ana-baba”yı tanıma, her ikisini de ayrı ayrı,insan kimliğinde dişi ve erkek varlıksal nitelikleri iletoplumsal alanda da bağlı olunan üretim ve inanç sistemlerine göre tanımlanmışkadın ve erkek kimliğine uyarlanmış toplumsal rolleri içindeyalın bireyler olarak görebilmeyi gerektirir. Yazının Devamı…