Bir önceki yazıda,
“.. akıl cevheri ve irade gücü ile donatılmış olarak bize verilen beden BİZİM KADERİMİZDİR..
Öyle söylenildiği gibi.. ‘içine doğduğumuz EV’ değil”,
demiştim.
Farkına varmasak da, hiç düşünmesek de bu dünyada varlığından kurtulamayacağımız
tek “şey”, içinde varlığımızı bulmaya, varolmaya çabaladığımız kendi bedenimizdir.
Ve de Şehadet Dünyası’nda kaldığımız sürece asla kendisinden ayrı kalamayacağımız bir reel gerçeklik.
Öncelikle gönül ve akıl dünyasından değil; madde dünyasından söz ediyorum.
Allah’ın eşref-i mahlûk makamında yarattığı Kulları olarak..
bizler Gönül Coğrafyamızı da, Zihin/Akıl Coğrafyamızı da, Beden Coğrafyamızı da,
Allah’ın izniyle elbette, eğitebilir, yönetebiliriz.